
345 posts
Sosyalleme-Bir Sosyal Sorun
Sosyalleşme-Bir Sosyal Sorun
Derler ki benim için,çok asosyalsin. Asosyal!A benim kardeşim,kime göre,neye göre sosyallikten bahsediyorsun? Sahi 'sosyal' kelimesinin tam karşılığı nedir? Türk Dil Kurumuna göre,bireyin kişilik kazanarak belli bir toplumsal çevreye hazırlanması, toplumla bütünleşmesi sürecidir,sosyalleşme. Felsefe gözlüğüyle bakıldığında:yaşamını devam ettirebilmek için yardıma ihtiyaç duyan insanın, içinde doğduğu topluma adapte olabilme sürecidir. Bu süreç içinde (toplumsallaşma süreci) insan; içine doğduğu toplumun kültürel değerlerini öğrenir, kendine has beceriler edinir, kendi bilincine ulaşmış bir birey haline gelir. Yaşamam için topluma ihtiyacım varmış.Peki o toplum içerisinde kendimi ifade edemiyorsam,sürekli mahalle baskısı hissediyorsam,benim o toplum içerisinde kalma isteğim yok olmaz mı? Şu açıdan baksak bir de,bir olguya ya da bir ideaya bağlı kalmak özgürlük prensiplerine zıt değil midir? Tamam,bireyi birey yapan etrafındaki insan topluluğudur.Bireye anlam kazandıran,aynı cinsten canlılarla olan münasebetidir. Topluma olan ihtiyacım belli bir noktaya kadar devam eder.Toplumsal rol ve bunları destekleyen tutumları bana öğretirler.Ama bu kadar.Daha ilerisini bana dikte edemezler. Nasıl düşüneceğimi,neyi düşleyeceğimi toplum karar veremez. Entellektüel sosyalleşme diye bir tabir de var.Bundan geri kalmak cahillikle eşdeğerdir. İnsanlık,gitgide bataklığa doğru sürükleniyor.Bu sosyalleşme ıvırtısı sonumuz olacak.Gitgide insanlık sadece tek türe indirgenecek. Tekdüze bir insan modeli olacak ve herkes o modeli örnek alıp,sosyalleşme adına özünden kopacak ve ardından da kıyamet kopacak. Kıyametin kopmasi yakındır dostlarım...
More Posts from Syhmspmk
Hayatın Sırrı
Siz mi insanlara mecbursunuz,başkaları mı size? Hayatın sırrı bu cevaptadır! *** Konuya basit bir yoldan girelim: Biz mi ağaçlara mecburuz,ağaçlar mı bize? -Biz ağaçlara mecburuz.Meyvesiz ve yeşilliksiz olamayız çünkü...Isınmak için dala,yaprağa;yemek için meyveye;kapı,pencere,tavan,merdiven yapımında gövdeye ihtiyacamız var.Şu halde insan,ağaca mecburdur! *** Hayvanlar,biz olmadan da yaşarlar.Ama biz onlarsız tenhalardayız! Sütü,yağı gerekli önce...Kılı,yapağısı... O olmazsa tarla sürülmez,dik yamaçlar nadaslanamaz. Atı ehlileştirip de üstüne binen,binip de uzak ufuklara meraklar salan,yedi iklimi kıyı bucak harmanlayan,bizim atalarımız. Neymiş? İnsan,hayvanlara mecburmuş! *** Suya da mecbur beşeriyet... Demire,çeliğe,buğdaya,ekmeğe... Ve elbet paraya da!.. Paranın ise bize mecburiyeti yok. Altının yok,dövizin yok.Ama bizim onlara var! İnsanın sıradanlığını anlayabiliyor musunuz? Bir de kalkar,hant hant övünürüz! Her şeye ve herkese mecbur olduğumuz halde hem de... *** Beze,pamuğa bile mecburuz biz... Tavuğa.civcive,ota,çimene,çiçeğe...Ayaza,kara...Buluta,güneşe... Kendini bulunmaz Bursa kumaşı sananlar;merhaba!... *** Bir de kişinin kişiye mecburiyeti var. Burada azıcık duralım,şöyle bir suali hatırlayalım: Toplum size mecbur mu? Yoksa siz mi topluma mecbursunuz?"Toplum bana..." diyorsanız önde gidenlerdensiniz: İş adamısınız,sendikacısınız,sanatkar,uzman veya devlet adamı,Yahut vazgeçilmez eğitici,ekonomist,artist... Toplumun mecbur oldukları,tarihle satranç oynayan ve her oyunda "Şah!"diyen bahtiyarlardır. Onlardan olunuz. *** Doktorsanız,tıp size mecbur kalmalı. Yazar iseniz,kağıt size mecbur;mürekkep,makine,cemiyet mecbur. Hayatın sırrı bu cevaptadır.Bir daha düşünün: Siz mi başkalarına mecbursunuz,başkaları mı size?..
Kış:Huzur ve Özgürlük
Soğuk havalarla aram iyidir.Gerçeği söylemek gerekirse kış mevsimini dört gözle bekliyorum.Nedendir bilmem ama karamsar,kapalı havalarda kendimi iyi hissediyorum.İşte bu,diyorum ve atıyorum kendimi dışarıya. Sebep belli;o hava ile kucaklaşmak,hasret gidermek iyi geliyor bana.Diğer aylardaki üşengeç halimden eser kalmıyor.Daha yaratıcı fikirlerle doluyorum.Bilmem,umutlarım yeniden yeşerir.Yaşama sevincim tavan yapar adeta. Hafta sonlarının gelmesini çok arzuluyorum bu aylarda.Hemen fotoğraf makinemi,kitabımı,not defterimi alır:şehrin görültüsünden uzaklaşır doğa ananın kucaklarına bırakırım kendimi... Kendimi tamamen ona teslim ederim.Yağmur yağıyormuş,kar yağıyormuş,sismiş hiç umursamam. İnsan,kendini özgür hissetmek isteyeceği anları arzular.Bende galiba bu günlerde özgürlüğü tadıyorum. Sürekli gördüğüm manzaralar daha farklı daha olağanüstü görünür bana.Ve ellerim denklanşörden inmez. Olayları daha farklı yorumlarım,hiç aklıma gelmeyen kelimeler birden dökülüverir kağıda. Kalemimde nasibini alıyor haliyle;kanatlanır,yapraklar üzerinde özgürlüğünün tadını çıkarır.Yıl boyu ortalarda gözükmeyen ilham perileri cirit atar bu aylarda. Aslında kış ayı çok sert mizaçlıdır.Onu tanımayanların sayısı oldukça fazladır.Biz insanlar dış görünüşe göre hareket etmeyi severiz.Kışta bundan nasibini alır. Karanlık bastırınca ondan ayrılma vaktim gelmiştir artık.Olsun,her karanlığın bir aydınlığı var nasılsa! Hayatım en huzurlu gecelerini yaşarım.Uyku hiç bu kadar tatlı olmamıştır.Haliyle rüyalarda huzur esintileri yer alır. Huzur;hep aradığımız ama bulmakta zorlandığımız sihirli sözcük! Kış,huzur ve özgürlüktür benim için...
sevginin 'sen' hali
gözlerinde bulmalıyım sana adadığım sevgimi, rotasını seninle bulmalıyım kaybolmaya yüz tutmuş kalbimin. tümlüğümü sana bahşetmişken bensiz konuşmalar çirkinleştirmemeli, bendeki senin parıltılarını... sana yakışanı yapmalısın her anında. sevginin sen halini asla yontmamalısın, hiçbir şekilde.. tenler üstü sevdaya ramak kalmışken, bir kenara bırakmalı; ihtirasları,şevkleri... önüne geçmemeli, nefs denen diktatör; sevgimizin... saf kalmalı; tümüyle sen kalmalı,aşkımız... sana yazıyorum sen kalan kelimelerle.. seninle tanışan cümlelerle ulaşma çabasındayım,sana. bizi yazmaya hasret kalemimle diziyorum dizeleri "sen" için. mürekkep kokusu değil, sen kokuyorsun kağıtlar... yazdıkça hırpalanan harfler birlik olup zorlaştırıyor, "seni" yazmama.. anlamlı kelimeler anlamsızlaşma çabasındayken, pes etmiyorum; seni yazmaya seni anlatmaya...
yağmuru beklerken
pehito için,yılın ilk şiiri
dallar budaklandı
tohumlar atıldı.
artık herşey hazırdı.
beklenen sadece yağmurdu.
günler haftaları,haftalar ayları kovaladı.
bırakın yağmuru,
yağmura işaret bulutlar dahi yoktu.
birkez daha umutları yıkıldı.
birkez daha kadere yenildiler.
her defasında vira bismillah dediler
ve işlerine koyuldular.
değişen birşey olmayacak.
umutlar tazelenecek,
kadere tekrar teslim olunacak;
o yağmur yağana dek.
Tuvalet Sendromu
Kapıyı çaldım.İlkinde açan olmayınca ikinci defa çaldım.Açan oldu zahir.
Karşıma saçlarını yeni fönlemiş,ojelerini tazelemiş,yüzünü pudralamış güzel bir bayan çıktı.On beş saniye kadar birbirimizi süzdük.İlk defa karşılaşıyorduk sonuçta.
-İyi akşamlar,dedim.
-İyi akşamlar size de,dedi narin sesiyle.
-Tuvaletinizin arızası giderildi mi?
-Evet.
-Artık kendi tuvaletimizi kullanabilir miyiz?
-Evet.
-Keşke haber verseydiniz!
-Neye niçin haber verecekmişiz?!
-Tuvaletiniz bozulduğunda ricada bulunmuştunuz ya kullanmayan diye..
-Evet.
-İki gündür kullanamıyoruz malum,haber verseydiniz iyiydi!
-Evet.
-Teşekkürler.
-Evet.
-İyi akşamlar.
-Evet.
-Kolay gelsin.
-Evet...Der demez kapı yüzüme kapandı.Ters bir zamanda rahatsız ettim galiba.
Mevzu bahis efendim;
Alt komşunun tuvaleti tıkanmış,evin kapısına dayanıp bir süre kullanmayın diye emr-i vakide bulunmuş.Ev arkadaşım da hemen tamam demiş.Kızın güzelliğine kapıldığından bu cevabı vermiş.Yoksa ben arkadaşımı iyi tanırım!
Tam iki gün,evet sevgili okur tam iki koca gün tuvaletimden uzak kaldım.Neyse ki hasret sona erdi.Bu olaydan çıkardığım derslere gelince:
*Tuvaleti düzgün kullanmalıyız.
*Fazla su tüketimi yapmamalıyız.
*Arkadaşını iyi tanıdığını sanmamalısın.
*Komşularınla tanışmalısın.
*Komşularınla iyi geçinmelisin.