42 posts
29.BLM
29.BÖLÜM
Rüyaya Yolculuk
Merlin, Tufan’a dönerek derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı: “Şimdi bak Tufan, Elif adında bir kız var. Onun hayatına doğrudan müdahale edemezsin, ama ona doğru yolu bulması için yardım edebilirsin. Rüyalarının ona yol göstermesini sağlamalısın.”
Elif, uzun kahverengi saçları ve derin, düşünceli gözleri olan genç bir kızdı. Genellikle sade ve rahat kıyafetler giymeyi tercih eder ve kitap okurken gözlük takardı. İç dünyasında büyük bir karmaşa yaşardı; ailesinin yüksek beklentileri ve sürekli eleştirileri altında ezilmiş hissederdi. Bu baskılar, onun depresif ve kaygılı bir ruh hali içinde olmasına neden olmuştu. Ancak, kitaplar onun kaçış noktasıydı ve sürekli okurdu. Kitaplar sayesinde farklı dünyalara yolculuk yapar ve bu, onun için bir tür terapi gibiydi.
Elif’in en büyük hobisi kitap okumaktı. Özellikle klasik edebiyat ve felsefe kitaplarına ilgi duyardı. Ayrıca, yazı yazmayı da sever ve duygularını günlüklerine dökerdi. Sessiz ve sakin yerlerde yürüyüş yapmaktan hoşlanırdı. Doğa ile iç içe olmak, onun için bir rahatlama ve huzur kaynağıydı.
Elif, ailesinin yüksek beklentileri ve sürekli eleştirileri altında büyümüştü. Bu durum, onun özgüvenini zedelemiş ve sosyal anksiyete bozukluğu geliştirmesine neden olmuştu. Okulda da içine kapanık bir öğrenci olarak bilinir ve çok az arkadaşı vardı. Ailesinin beklentileri, onun kendi istek ve hayallerini bastırmasına neden olmuştu. Elif, kendi yolunu bulmakta zorlanır ve sürekli olarak başkalarının beklentilerini karşılamaya çalışırdı. Bu durum, onun içsel bir çatışma yaşamasına ve kendini kaybolmuş hissetmesine neden olurdu.
Merlin, Tufan’a dönerek, “Elif’in rüyaları, onun içsel yolculuğunda ona rehberlik edecek. Senin görevin, onun rüyalarının anlamını bulmasına ve bu rüyalar aracılığıyla kendi yolunu keşfetmesine yardımcı olmak,” dedi. “Unutma, ona doğrudan müdahale edemezsin, ama rüyaları aracılığıyla ona yol gösterebilirsin.”
Tufan, Elif’in rüyasına girmek için gerçek Solaria’dan ayrıldı. Gün batımında Elif’i buldu ve onun uyumasını bekledi. Elif, yatağına uzanıp gözlerini kapattığında, Tufan onun rüyasına doğru bir yolculuğa çıktı. Elif’in rüyaları, onun içsel dünyasının bir yansımasıydı ve Tufan, bu rüyalarda ona rehberlik etmeye kararlıydı.
Rüyaya doğru ilerledikçe, Tufan Elif’in çektiği ruhsal acıyı hissetmeye başladı. Bu acı, Tufan’ın kalbinde bir öfke dalgası yarattı. “Burada bu kadar acının ne işi var?” diye düşündü kendi kendine. Elif’in rüyaları, onun içsel çatışmalarını ve derin yaralarını yansıtıyordu. Tufan, bu rüyaların Elif’in içsel yolculuğunda ona rehberlik etmesi gerektiğini biliyordu, ancak bu kadar yoğun bir acının varlığı onu derinden etkiledi.
-
nordary liked this · 1 year ago -
polyan-naa liked this · 1 year ago -
dreamsofthenightblog liked this · 1 year ago -
farazaferi liked this · 1 year ago -
gozlerindekiay3 liked this · 1 year ago -
achelous2 liked this · 1 year ago -
eylulungetirdikleri liked this · 1 year ago -
hicokunmayacakolankitap liked this · 1 year ago -
emeklifenomen liked this · 1 year ago -
yildizlaraait liked this · 1 year ago -
gokyuzunuru liked this · 1 year ago -
qumarbaz liked this · 1 year ago -
baharmisali-blog liked this · 1 year ago -
fatossh0 liked this · 1 year ago -
higgssbozonu liked this · 1 year ago -
dentiistbey-diyin liked this · 1 year ago -
misterio-m liked this · 1 year ago -
theedessa liked this · 1 year ago -
furiousbouquetmiracle liked this · 1 year ago -
yamanov liked this · 1 year ago -
hermes-0 liked this · 1 year ago -
cimciimee liked this · 1 year ago -
bulutlugece00 liked this · 1 year ago -
yasemen-nn liked this · 1 year ago -
aylema52 reblogged this · 1 year ago -
aylema52 liked this · 1 year ago -
gokgece liked this · 1 year ago -
sakingecenfirtina liked this · 1 year ago
More Posts from Hermes-0
30 BÖLÜM
RÜYA REHBERİ
Tufan, Elif’in rüyasında onun yanına yaklaştı ve nazikçe konuşmaya başladı. “Elif,” dedi, “bu rüyada seninle birlikteyim çünkü içindeki gücü ve potansiyeli keşfetmene yardımcı olmak istiyorum. Seninle konuşmak istiyorum, çünkü senin değerini ve yeteneklerini görmeni istiyorum.”
Elif, Tufan’ın sözlerini dikkatle dinledi. “Ama nasıl?” diye sordu. “Ailem sürekli olarak benden daha fazlasını bekliyor ve ben hiçbir zaman yeterli olamıyorum.”
Tufan, Elif’in gözlerine bakarak devam etti. “Senin değerini başkalarının beklentileri belirleyemez. Sen, kendi isteklerin ve hayallerinle değerlisin. Kendi yolunu bulmak için içindeki sesi dinlemelisin. Hangi kitapları okumaktan hoşlanıyorsun? Hangi konular seni heyecanlandırıyor?”
Elif, biraz düşündükten sonra cevap verdi. “Klasik edebiyat ve felsefe kitaplarını seviyorum. Onlar bana farklı bakış açıları kazandırıyor ve düşüncelerimi derinleştiriyor.”
Tufan gülümsedi. “İşte bu, Elif. Bu senin tutkun. Bu tutkuyu takip etmelisin. Yazı yazmayı da sevdiğini biliyorum. Belki de duygularını ve düşüncelerini yazıya dökerek kendini daha iyi ifade edebilirsin. Günlüklerine yazdığın yazılar, senin içsel yolculuğunda bir rehber olabilir.”
Elif, Tufan’ın sözlerinden cesaret aldı. “Ama ya ailem? Onların beklentilerini nasıl karşılayacağım?”
Tufan, nazikçe Elif’in omzuna dokundu. “Ailenin beklentileri önemli olabilir, ama senin mutluluğun ve iç huzurun daha da önemlidir. Kendi yolunu bulduğunda, onların da seni anlamaya başlayacaklarını göreceksin. Kendi isteklerini ve hayallerini gerçekleştirmek için cesur olmalısın. Unutma, senin yolculuğun senin ellerinde.”
Elif, Tufan’ın sözlerinden güç alarak derin bir nefes aldı. “Teşekkür ederim, Tufan. Bana gerçekten yardımcı oldun. Kendi yolumu bulmak için elimden geleni yapacağım.”
Tufan, Elif’e güven dolu bir bakış attı. “Her zaman yanında olacağım, Elif. Rüyalarında ve gerçek hayatta, senin içsel yolculuğunda sana rehberlik edeceğim.”dedi ve karanlığın içinde kayboldu
Tufan, Solaria Adası’na geri döndüğünde önce ailesinin yanına gitti. Samira’ya sarıldı ve Aylarayı kucağına alıp sımsıkı sarıldı. O sırada Merlin kapının önünde göründü.
“Çabuk dönmüşsün, Tufan. Söylesene, Merlin, insanlar neden küçük bedenlere büyük yükler yüklüyor? Neden görmezden geliyorlar onların isteklerini?” dedi Tufan.
Merlin derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı. Bir an düşündü, sonra yavaşça konuşmaya başladı:
“Tufan, insanlar bazen kendi korkuları ve beklentileri yüzünden çocuklara büyük yükler yüklerler. Kendi hayal kırıklıklarını ve umutlarını çocukların omuzlarına bırakırlar. Bu, onların isteklerini ve ihtiyaçlarını görmezden gelmelerine neden olabilir. Ancak, her çocuk kendi yolunu bulmalı ve kendi isteklerini keşfetmeli. Bizim görevimiz, onlara bu yolda rehberlik etmek ve destek olmaktır.”
Merlin, Tufan’a dönerek ekledi: “Ve tam olarak sana o gün gemide anlatmak istediğim de buydu. Onların kendi yolları olmalı.”
Dininiz sizi iyi bir insan yapmaz; iyilik vicdanla alakalıdır.
28. BÖLÜM
DÜŞ GEZGİNİ
Bütün festival ve eğlence bitmiş, yorucu günlerin ardından sakin ve huzurlu günler başlamıştı. Aylara biraz daha büyümüş günler geçtikçe Samira ve Tufan, Solaria’nın huzuru ve mutluluğu içinde yaşamlarını sürdürüyordu. Samira’nın gözleri her geçen gün biraz daha parlıyordu, Tufan ise her geçen gün daha da bilgeleşiyordu. Sakin geçen günlerin ardından bir gün Merlin geldi.
“Tufan, seninle konuşmamız gerekiyor,” dedi Merlin, yüzünde ciddi bir ifadeyle. Tufan bu konuşmadan kaçınıyordu ama çaresiz kabul etti. Birlikte Kral Valerius’un yanına gittiler. Kral Valerius’un sarayı, Solaria’nın en görkemli yapılarından biriydi. Altın işlemeli duvarlar, kristal avizeler ve geniş mermer koridorlar, sarayın ihtişamını gözler önüne seriyordu.
“Hoş geldin,” dedi Kral Valerius babacan bir tavırla. “Çok uzun zamandır ihmal ettiğimiz bazı görevlerimiz var, biliyorsun Tufan. Biz geçmişi ya da geleceği yönetemeyiz ama zamanın tam kalbindeyiz. Bu yüzden bazı sorumluluklarımız var ve sana verilen gücü kullanmalısın. Faydalı olman gereken insanlar var.”
Tufan, “Bunu her yaptığımda ruhum fazla acı çekiyor,” dedi, gözlerinde derin bir hüzünle.
Merlin, “Bu insanların sana ihtiyacı var. Onlara düşlerinde küçük bir umut verebilirsin ve onların doğruyu bulmak için buna ihtiyacı var,” dedi, Tufan’ın omzuna hafifçe dokunarak.
Tufan, bunu yapmayı istemese de yapmak zorunda olduğunu biliyordu. Başını salladı. Kral Valerius, “Merlin sana anlatacak,” dedi ve odadan çıktı. Kralın çıkışıyla birlikte odada derin bir sessizlik hakim oldu.
Merlin, “Bunu yapmak istemediğini biliyorum ama yapmak zorundasın. En azından onları düşlerinde mutlu edebilirsin,” dedi, sesi yumuşak ama kararlıydı.
Tufan yüksek bir sesle, “Anlamıyorsun Merlin, bunu her yaptığımda benden bir parçanın yerini alıyorlar. Aynı bedende kaç kişi yaşadığımı ben bile bilmiyorum,” dedi, sesi titriyordu.
Merlin, “sen bir düş gezginisin ve biz geri döndüğünde seni bu durumdan kurtarmak için elimizden geleni yapacağız,” dedi. Tufan’a güven verici bir bakışla.
27.BÖLÜM KUTLAMA
Adaya geldiklerinde, Kral Valerius ve ada halkı büyük bir sevinçle onları karşıladı. Kral, “Şimdi dinlenin,” dedi. “Akşam gelişinizi kutlamak için Solaria Tepesi’nde olun.” Onlara kalmaları için sarayın misafirhanelerinde oda verdi. Misafirhaneler, zarif mobilyalarla döşenmiş, geniş pencerelerden adanın muhteşem manzarasını sunuyordu. Tufan ve Samira, odalarına yerleşirken, küçük Aylara’nın neşeli gülüşleri sarayın koridorlarında yankılanıyordu.
Gün batımında, Solaria Adası’nda büyük bir şenlik ve ziyafet vardı. Ada halkı, renkli giysiler içinde, ellerinde meşalelerle Solaria Tepesi’ne doğru ilerliyordu. Tepede, büyük bir şölen masası kurulmuştu. Masanın üzerinde, adanın en lezzetli yemekleri ve içecekleri yer alıyordu. Kral Valerius, “Önce Solaria’yı kurtardıkları ve sonra Ehriman’ı gölgelerden temizledikleri için Tufan ve Samira’ya minnet borçluyuz. Bebekleri Aylara, adamıza tekrar hoş geldiniz. Ve tabii ki sen de hoş geldin, Merlin,” dedi.
Tam bu sırada, dolunayın parlaklığı dikkat çekerken, annesinin kucağındaki küçük Aylara’nın yüzünde ve saçlarında da fark edilir bir parlaklık vardı. Herkes şaşkınlıkla Aylara’ya bakarken, Merlin gülümseyerek, “Merak etmeyin, ay Aylara’ya hoş geldin diyor,” dedi. Aylara’nın gözleri, dolunayın ışığında parıldarken, ada halkı bu mucizevi anı hayranlıkla izliyordu.
Kral Valerius, “Artık adamızın bir koruyucusu daha var,” dedi neşeyle. Bütün halk coşkuyla alkışlar ve tezahüratlar ederken, Tufan ve Samira birbirine sarıldı. Yıldızlar Samira’yı selamlarken, Tufan halkın güven ve sevincini hissedebiliyordu. Ada halkı, bu özel geceyi danslar ve şarkılarla kutlarken,
Ansızın bir can gelir dünyaya,
Her şey değişir o anda.
Açık yaran gibi korkarsın dokunmaya,
İncitmekten korkarsın, titrersin.
Bir nefes gelir, nefesin kesilir,
Kalbin hızlanır, gözlerin parlar.
O an, dünya durur, zaman donar,
Sevgiyle dolarsın, umutla yanarsın.